-->

BUĞU - Mehzul


Raskolnikov kadar bulanık benim içim.
Sabah 07.03 
Uyandı. Ağırlaşan başını yastıktan kaldırırken düne nazaran daha da zorlandı. Öfkelenmedi ama, durgundu.Durgun bir su gibi durgundu. Kalktı. Perdeyi açtı, camı açtı. Henüz soluk almaya başlayan sabaha baktı. Sisliydi. Geri döndü yatağın kenarına oturdu. Gözü karşı kitaplıkta ki "Tatar Çölü'ne" değdi. Bu kitapta ne çok acı var diye yutkundu. Hatırladı kitaptaki unutulmuş subay Drago'yu.
Yüzünü cama çevirdi, sonra tuttu duvara çevirdi. Yüzü buz kesti. 
Bir şiir açtı. "Yaşamak Umrumdadır." Bu şiiri aldı eline sonra içinde iyice sindirdi. Bir ara boğazına takılır gibi oldu ama zorladı kendini yuttu şiiri.
Cam hala açıktı. İçerisi az önce ki yüzü gibi, buz gibi olmuştu. Kalktı, camı kapattı. Başını cama dayadı bir süre öyle kaldı. Birden odayla dışarısı birleşiverdi. Bir kuşun iç çekişini hatırladı. Dünyadaki tüm acıları selamladı. Eli kalkmadı ama içi genişledi. 
Oda soğuk ve karanlık, içi bulanıktı.
"Raskolnikov kadar bulanık benim içim" diye cümleye başladı. Oturdu bi yazı yazdı. 
"Çok geniş bir çayırda yürüyorum yürüyorum, ezilen otlar gibiyim, ezilen otlar gibiyim ayaklarımın altında. Kendi ayaklarımın."
Şiirin bu bölümünü yazdıktan sonra odanın kokusu değişti. Kapısını ilk kez açıp da içine giriliveren bir ev gibi koktu. Bahar da kar yağar mı? Öyle koktu.
Bazı kokular da duyulmaz görülür, ben gördüm dedi. 

YAZAN : Mehzul

Yorum Gönder

My Instagram

Designed By OddThemes | Distributed By Blogger Templates Düzenleyen NEVİT